29 Mayıs 2014 Perşembe

Budapeşte Macerası

Bir şehri keşfetmek yürümekten geçer bunu herkes bilir:) Elimde haritayla şehri keşfetmeye bayılıyorum. Tabii bunda yanındaki arkadaşlarının da faktörü büyük, uyum içerisinde olmamız, birbirimize ayak uydurmamız seyahatlerin en önemli noktası. Şanslıydık ki  güzel bir ekiple yola çıktık ;) Bu sokağa da girelim hadi şurada da ne varmış bakalım derken yürüdüğümüz yerlerin haddi hesabı yoktu. Kimi sokaklar ürkütse de insanı  özellikle de beni bi bakıyorsun tek başına dolaşan bir kadın çıkıveriyor ortaya. 
Otelimizden çok memnun kaldık (EuroStars). Konferans yerine 20 dk yürüme mesafesinde ama yürüyüş yolu Tuna nehrinin kıyısı ve Vaci sokağı olunca hiç zorumuza gitmedi doğrusu. Otelin arka kısmı ayrı bir dünyaymış zaten, Vaci neden boş derken bi baktık tüm millet otelin arka sokağındaki barlardaymış.



1. gün: İlk gün havanın azizliğine uğradık. İlk hedefimiz şehrin en güzel manzarasının olduğunu söyledikleri Gellert Tepesi ileriii.. Fotoğraftaki gibi ya nerde bu tepe (ki tam karşımda) biz hangi köprüdeyiz diye araştıra durayım baya bi yolumuz varmış. Tırmanma yollarını kalplerle göstermişler. Her bir durak noktasında nefis manzaralar vardı e birde aşık çiftler J Zirveye ulaştıktan sonra yağmur başladı. Manzara fotoğrafı bile çekemedik doğru düzgün :( Taksiye atladığımız gibi şehre indik. E ne yapalım kongre merkezine uğrayıp kayıt yaptıralım ve sonrasında elimize tutuşturulan kocaman kongre çantalarııııı J Ne yapıyoruuuz hoop otele dönüyoruuuzz. Ara sokaklardan geçerek ulaştık otelimize. Akşam Bistro diye bi yerde yemek yedik ama maşallahı vardı. Vaci de gez ama yemek yeme sözü çok doğruymuş J

2. gün: Sabah Tuna’nın kıyısında kongre heyecanıyla, anlatılanları anlayacak mıyız, sorularımızı sorabilecek miyiz düşünceleriyle yürüdük. Günümüzün tamamı kongre salonunda geçti. Akşam da Matthias Kilisesindeki klasik müzik dinletisini dinledik ve sonra yürüyerek National Gallery’ye geçtik ve yemeğe katıldık. Aç kaldık diyebiliriz ama maşallah içkiden hiiç kaçınmamışlardı. Ördek eti, domuz eti ooyyy feciii :) Kilisenin ve  National Gallery’nin olduğu yeri geniş bir zamanda gezmeyi isterdim. 




Parlamento Binası

3. gün: Yine kongre yine kongre amaa akşam bu defa yemeğe gitmek yook yeter :) Önce Parlemento binasına oradan Elizabeth adasına yürüdük. Sanki herkes işten erken çıkmış yürüyüşe gelmiş. Kocamaaan bir ada Tuna nehrinin ortasında. Spor yapan kesim bizde hep yaşlılar olur ya burada herkes genç. Spor yapan bir gençlik var burda, bisiklete binen, köpeğini gezdiren. Hayat huzurlu mutlu akıyor burda sanki. Yüzler gülüyor. İnsanlar kendilerine zaman ayırabiliyor. Biraz buruk ayrıldık adadan.. 
Elizabeth Adasındaki fışkiyeler :)


Şimdi şehrin arka kısımlarını keşfetmeye geldi derkeeeen otelden baya uzaklaştığımız fark ettik, 
bir arkadaşa yemek sözümüz vardı. Hmm metroyu keşfetmeye ne dersiniz diyip atlayıverdik. Aman Allah’ım o nasıl hızlı inen bir yürüyen merdiven hayır hayır koşan merdiven.. Az kalsın uçuyorduk aşağıya bi anda kaydı altımızdan merdiven. Metrolar çok eski ama var mı vaarr J Sonrasında otel, akşam yemeği ve akşam otelin arka sokaklarını keşfetmeceee. Harikaydı..




4. gün: Kongre sonrası Kahramanlar Meydanı’na gittik. Meydan dışında başlıbaşına çevrelenmiş kocaman bir park zaten. İçlerde kiliseler güzel manzaralar vardı. Metroyla ulaşım rahat, oradan dönüşte yürümeyi tercih ettik. Kalabalık bir restorantın önünde durduk hmmm burası neden kalabalık diye düşünürken Budapeşte de burdan yemek yemeden gitmeyin ibaresine rastladık internette. Menza restorant.. Keyifli ve huzurlu bir ortam tavsiye ederim ;)





Anlatacak çok şey var aslında. Akşam gördüğümüz kafeler, sokaklar.. Aşk kokan bir şehir. Biz Peşte tarafında kaldık. Buda tarafında keşfedilecek daha çok yer vardır eminim. Zamanımız yetmedi. 

Para birimlerinden henüz sıfırları atmadıkları ve bir de Euroyu tam hayatlarına sokmadıkları için çok büyük paralar ödüyormuşsunuz gibi geliyor. Aslında birazda pahalı bir şehir, magnetler 5 liranın altında yok gibi. Pazarlık yapmıyorlar kolay kolay. Taksiye binmek zorunda kalırsanız mutlaka bi kazık yiyorsunuz kaçınılmaz son :) Suyu küçük boy almak isterseniz deli para ödüyorsunuz zaten içtiğiniz sudan da bişey anlamıyorsunuz. Gulaş çorbaları güzeldi ama yemekleri çok tuzlu. Tavuk yiyerek günlerimizi geçirdik başka bişeye cesaret edemedik.  En son gün keşfettiğimiz Market Hall’den (yeşil köprüye çok yakın) alışveriş yaptık, diğer yerlere göre daha uygundu fiyatı. Arkadaşım çocuğuna tahta oyuncaklar aldı keyifliydi ;) Bende Budapeşte manzaralı bardak altlıklarına bayıldım.
Elizabeth Adasından Budapeşte Manzarası
Demem o ki yolunuz düşsün Budapeşte’ye. Şehrin gece manzarası bir harika. Keyif alacağınıza eminim ;)

11 Mayıs 2014 Pazar

Son ispat mı acabaaa..

Kendi içimde yaşamak istediğim, kulaklığımı takıp müzik dinlemek istediğim bir gün.. Teze odaklanamıyorum bugün. Yorgun da değilim ama garip bir duygu var içimde tarif edemediğim.. Bu haftaki tez danışmanım ile görüşmemde Hocamın yüzünü güldürebildim sonunda, üç aydır uğraştığımız şeye bak dedi :) O üç ay ne kadar zordu Hocam bi bilsen. Gitgeller, araya karışan karmakarışık duygular, odaklanma problemlerim.. "Madem çoluk çocuğa karışmak istiyorsun elini çabuk tut yoksa bu stresle yine düşürürsün çocuğu" dedi. Tez danışmanım erkek hoca bu arada sözlerine bakarak bayan sanmayın. Ben onun bu sözlerini çok babacan buluyorum. Her defasında gözlerim doluyor. Hocamın son dediği bir ispatı da haftasonu itibarıyla bulmuş bulunmaktayım (ama sanki son değil gibi hihihi :) ) Hesaplamaları yapmam gerekiyor. Ama elim bi türlü gitmiyor bugün. Amaniiin yoksa son ispat bir rahatlama mı verdi bana hayıııırrr yazımı bitirip döneceğim tezin başına !! 

Bugün "Anneler Günü"ydü. Annem için en büyük hediye sanırım yaptığım son ispattı :) Varlığı için binlerce şükrettiğim Canım Annem Allah bana da senin gibi bir anne olmayı nasip eder inşallah ve inşallah ben de övünürüm çocuğumun başarılarıyla senin gibi :) Seni çook seviyorumm..

Haftaya pazar Macaristan'a gidiyorum. Çok heyecanlıyım. Kongre dışında gezi programı yapacağız bu hafta, güzel fotoları paylaşmak dileğiyleeeee :)

Sevgiler..



5 Mayıs 2014 Pazartesi

Tutamadım içimde

Yarın Hocamla kritik bir görüşmem olmasına rağmen içimden çalışmak gelmiyor. En son yazdığım karmakarışık duyguların içerisinden sıyrıldım. Bugün içimdeki kırgınlığı anlatan bir mail yazdım arkadaşıma, odasına gidip konuşma cesareti gösteremediğim için yazmayı tercih ettim. Onu üzmek istemediğimi ama içimde biriktirmeyi de istemediğimi çünkü ona değer verdiğimi söyledim. İyi de yapmışım. Arayıp odasına çağırdı, kendimi toparlayıp gittim yanına. Benim bu konuda hassas olduğumu bildiği için göz göze gelmekten bile çekiniyordum seninle dedi. Ben söyledim o söyledi derken hamilelik konusunda desteğe ihtiyacı olduğunu anladım. Odamda çekmecemde duran folik asiti kaptığım gibi ona verdim :) Şimdi bir devlet hastanesinde iyi bir doktor bulma zamanı:) 

Bugün Hıdırellez, dileğimi çizeceğim birazdan un serpilmiş bir kaba. Herkesin tüm güzel dilekleri gerçek olsun, umudumuzu hiiç kaybetmemek dileğiyle:)

Gerçek dostluklara, gerçek sevgilere..