18 Aralık 2014 Perşembe

Gülüyorum o halde varım :)

Öğreniyorum zamanla yaşamayı, kimseyi takmadan özgürce, kendimi, ruhumu özgür bırakmayı.. Son zamanlarda yaşadıklarım, çevremdeki garip insanlar beni o kadar çok üzdü ki, boğdu, nefes alamadım.. Ama şimdi onları kendi cehennemine bıraktım, onlar içindeki öfkeyle kendilerine bir cehennem yarattılar zaten, ben rahat bıraktım onları yoluma devam ediyorum.. Onların gözüyle asla kendimi yargılamıyorum, içimden geldiği gibi davranıyorum.. Seviyorum ben yaşamayı ve gülmeyi..
En son okuduğum Aşkın İstilası kitabı bana bu duyguları yaşamama çok ama çok yardımcı oldu. Özellikle kitapta travmaları (sizi üzen anıları, olayları) geride bırakmak için uygulanan bir meditasyon var, nefes alabildiğimi fark ettim onu uygulamaya başlayınca.. 

Biraz daha zamanım var daha da iyi olacağım biliyorum;) 

Yine bir Cuma daha geldi. Kardeşimin gelmesine son bir hafta, tezimde sona yaklaşmam gibi güzel haberler var hayatımda.. Dolu dolu yaşanacak zamanlar beni bekliyoooorr;)

Çook sevgiler ;)


5 Aralık 2014 Cuma

Zaman dediğin..

Sizce de çok hızlı geçmiyor mu zaman? Pazartesi olunca Cuma'nın yolunu gözlüyoruz ama fark ediyorsun ki ömürden gidiyor, aylardan gidiyor, yıllardan alıp götürüyor.. Nereye bu koşuşturma diye durup soruyorsun ama hayatın getirdikleri, yapman gerekenler böyle devam etmesine sebep oluyor..
Tez yazma telaşı sardı ya günlerin geçmesi bana çok batmaya başladı :)) Bikaç gündür içimdeki strese engel olamadığımı, sabahları düşünceli hallerime denk geliyorum. Ahanda tez moduna girmişim diyorum :))) Olmuşum ben olmuşum :)) 

Yine bir tiyatro maceram var yarın 'Ramiz ile Jülide'. İş yerinden sevdiğim arkadaşlarla geçirilecek bir Cumartesi olacak. Pazar günü kütüphanede olma sözünü verdim kendime hadi hayırlısı ;)

Kısa kısa yazılar yazıyorum ama kısa da olsa paylaşmayı seviyorum :)

Sevgiler ;)

27 Kasım 2014 Perşembe

Yeni umutlara..

Sevmedim ben seni aşılama, her aşaması benim için sorunsuz geçse de yine de sevmedim seni.. Kedi ve ciğer meselesi diyelim bu cümleye :)) İki defa şans verdim kendisine. Başlarda nasıl olur, zor mudur, psikolojimi bozmak istemiyorum diyerek yanaşmadığım bir olaya doktorumun bana bir azar çekmesiyle neden şans vermiyorsun bekliyorsun demesiyle bu yola çıktık ve aşılama serüveni bugün itibariyle bitmiş durumda! Denedik mi denedik;)

İkinci aşılamayı da olumsuz sonuçlandırdıktan sonra, şöyle bir amaan üff kurtuldum senin baskından diyip Aralık sonu bitmesi gereken tez yazımına odaklanacağım. Hocalarım sonunda tezimin yeterli olduğu kararına vardılar ve Ocak sonu savunmaya girebilirsin dediler. Birazda spora zaman ayıracağım, pilatesi özledim. Aralık sonunda kardeşim izne gelecek yurtdışından. Biran önce tezi toparlayıp onunla güzel vakit geçirmeliyim :) 

Yazdıklarımı ve daha önce yazdıklarımı okuyorum da ne kadar çok inişli çıkışlı bir süreç yaşıyoruz. Kimi zaman güçlüyüz kimi zaman dokunsan ağlayacak moddayız. Allah yardımcımız olsun!..

Yeni yılda ya bir aşk böcüğü olur ya da tüp bebek maceralarına yol alırım.. Kısmetimizde neler var bakalım ;)

Umudun ve yaşam enerjimizin hiiç bitmemesi dileğiyle;)

Çook sevgiler ;)




25 Kasım 2014 Salı

İşte öyle bir şey..

Kafamda dönen şeylerden ötürü fotoğrafını çekmeyi unuttuğum anlardan biri yaşandı bu sabah.. Ankara'daki ilk kar yağışı.. Önce içimdeki gebeliğin olmadığına dair hissin vermiş olduğu sıkıntıyla güne başlayışım, dışarıdaki karı görüp, bugün tez sunumum var sevinsem mi üzülsem mi kafasıyla evden çıkışım.. Yok ya herşey üstüste geliyor bugün diyip bi güzel ağlayışım.. ağlasam neye yarar düşünceleriyle kendimi toparlayışım.. 

İşte şimdi burada karşınızdayım.. İçimi döküp öyle tez sunumuna gireceğim. Bana verilen son bir şans bu sunum, son noktayı koyduğumu göstermeliyim hocalara.. Birileri de sanırım doktoranın aradan çekilmesini bekliyor.. Ben sunumuma odaklanıyorum, sonra ağlar mısın zırlar mısın bilmem.. 

20 Kasım 2014 Perşembe

Hayırlısı..

İkinci aşılamadan sonra birinci haftayı geride bıraktım, kimi zaman ümitlenmelerle kimi zaman umursamaz hallerimle ama hep aklımın bir köşesinde olan hayali bebelingomla :)  İkinci aşılamam da sorunsuz bir şekilde geçti. Herşey yolundaydı, gelişimler güzeldi, moralim iyiydi. Bu deneme negatif sonuçlanırsa birkaç ay sonra doktora tezimi verdikten sonra tüp bebeğe başvuracağız. Tanıdığım bir embriyolog çevresinde aşılamadan sonraki aylarda hamile kalan çok kişinin olduğunu söyledi. Bunları yazarken sanki olumsuz sonuçlanmışta üzerine konuşuyorum gibi geldi. Öyle düşünüp negatif enerjiler yollamayı istemiyorum ama çokta umutlanmak istemiyorum. Bu nasıl bişey Ya Rabbim öyle düşünsen ayrı dert, böyle düşünsen ayrı dert. "Hayırlısı" kelimesi her ikisinin ortası sanırım. Hayırlısı ;)

Ankara'da kışın yapılacak en güzel şeylerden biri de tiyatroya gitmek. Açılışı "Satıcının Ölümü" ile yaptım. Eşim bankacı olduğu için konusundan fazlaca etkilendi. Bilmiyorum eleştirmek bana düşer mi ama oyundaki satıcının çocukları ve eşi role tam bürünememiş, vurguları yanlış yerlerde vererek gereksiz bir bağrış çağrış yaratıyorlardı, çok yordu beni. Ama Satıcı karakterini canlandıran değerli oyuncu sayesinde güzel bir oyundu herkesin emeğine sağlık.

Bundan sonraki yazımda güzel şeyler anlatmak isterim sizlere. Ne demiştik Hayırlısı :)

Sevgiler..

31 Ekim 2014 Cuma

Bir zamanlar ben..


Bir zamanların dansçı ismi Emel.. Bu yönümden bahsetmedim bloğumda hiç.. Her sahneye çıkışımda bırakmayacağım ben bu işi dediğim o güzel unutulmaz anlar.. Kuzenimin eşi sayesinde tanıştım güzel derneğimle.. Kuzenimin düğününde çıkmışlardı sahneye. Hayran hayran bakmıştım o kadar çok özenmiştim ki, kim derdi ki bi gün gelecek senin düğününde de sen oynayacaksın..

Şimdilerde yolum düşmüyor ama hep kalbimde aklımda.. Hayata dair bir dolu şey öğrendim orada, sorumluluklar aldım, ekip başı oldum, kostüm sorumlusu oldum, yarışmalara katıldım, her şarta uyum sağlamayı öğrendim, ekip ruhunu yaşadım, düştüğünde ayağa kalkmayı ve hiçbir şey olmamış gibi devam etmeyi öğrendim, aynı tabaktan birlikte yemeyi, çabuk davranmazsan aç kalabileceğimi, ekibe seçilmediğinde vazgeçmemeyi, provalardan eve geç gelip yorgun da olsam keyifle ders çalışmayı öğrendim, ailemden arkadaşlarımdan fedakarlık ettim.. Bi daha olsa bi daha yaparım..

Yandaki fotoğraf benim için çok önemli bir anın fotoğrafı.. İlk yarışmam öncesi..

Onlar sayesinde hayatım anlamlandı, onlarla doldu yıllarım, günlerim, saatlerim..

Şimdide akademik hayat ve bebek yapma çabası sebebiyle uzak kaldığım bu anılarımla birgün yeniden buluşmayı istiyorum. O günü dört gözle bekliyorum..


26 Ekim 2014 Pazar

Hislerimde yanılmadım..

Daha gidecek çook yolumuz varmış.. Bu sabır sınavı daha devam ediyormuş..

İki hafta önce yapılan ilk aşılama sonrasında bu perşembe günü kahverengi lekelenmelerim oldu. Biraz umutlu biraz umutsuz dinlenmeyi tercih edip izin aldım.. Hislerim olumsuzdu ama belki bu başkadır, belki aynı belirtiler olmaz diyip kendimi avuttum.. Doktorumun test yaptırabilirsin demesiyle cuma akşamı test yaptırdık ve sonuç malum negatif.. Hislerimde bir kez daha yanılmadım.. 
Kendimi sanki hamileymişim ama düşük yapacakmışım gibi hissediyorum.. İçimdekiler bi gitsede rahatlasam modundayım.. Çocuğun düşmesi için bekliyor gibiyim.. Üzücü aslında bu şeklide düşünmem hissetmem ve de ilginç.. Şaka maka aşılama yaptırdık biz ve ikincisinin lafını ediyoruz.. İnsanlar daha uzun yollar katediyor ve bu yolda sabırla da ilerlemeye devam ediyor. Şükrediyorum ki imkanımız varda bu yola başvurabildik. Şımarıklık yapmanın kendimi yıpratmanın hiç anlamı yok. Doktorum devam edeceğiz dedi.. Etmeliyim bir bırakırsam bir daha o cesareti toplayamam sanki.. Pazartesi aynen devam.. Biliyorum mutlu sonu göreceğiz, Allah o sabrı o gücü almasın bizden!!

Daha gidecek çook yolumuz var güzel yarim...

Sevgiler..

21 Ekim 2014 Salı

Üzülmemem gerekirken..

Kendimi üzmemem gereken günlerde kafamın içinde dönüp duran bu sıkıntı beni benden alıyor.. Kafanda devamlı birileriyle kavga edersin ya, o an gelse de şunları şunları desem diye için içini yer ama bir yandan da canları cehenneme dersin.. Sesimi yükseltip hakkımı arayan bir tip değilim, aman kızım sesini çıkarma ayıp olur, öyle denir mi hiç büyüğüne karşı gelinir mi baskılarıyla büyütülmüş olduğumuzdan kendi hakkımı sesimi yükselterek arayan bir kişi olmadım.. Yeri gelince gerekli cevabı verip karşındakini yerine oturtacak bir kişi değilim, kavgayı sevmem, bir sorun olmasın diye verdiğim ödünler beni çok yoruyor artık!! Bugün yaşadığım ağlama krizi şeklinde bana geri dönüyor :( Ben üzmemeliyim kendimi!! Kötü insanların kötülükleri kendilerine dönsün inşallah!! 

9 Ekim 2014 Perşembe

Yeni bir yol..

Yeni bir yol bizimkisi.. Endişeleri soruları geride bırakıp çıkılan yeni bir yol.. Sonunda cesaret edilip başlanan bir yol.. Bu yolda bizi neler bekliyor bilmiyoruz ama düşünmüyoruz.. 

Sayfalar dolusu yazası geliyor insanın ama ben susuyorum bu aralar ;) Hayat devam ediyor, acısıyla tatlısıyla onun tadını çıkarmaya çalışıyorum ;) 

Güzel günlerde görüşmek dileğiyle!

Sevgiler ;)

23 Eylül 2014 Salı

Güzel şeyler de oluyor hayatta ;)

"Hmmm evet doktora tezinden sonra böyle bir sürece girmeliyim" dediğim bir ayı daha geride bırakmak üzereyiz. Geçtiğimiz haftasonunda bir embriyolog ile görüştük ve elimizdeki test sonuçlarına baktı. Sizin yerinizde olsam daha fazla beklemem aşılama yöntemiyle bir başlangıç yaparım dedi. Sizde oluşan iki başarısız gebelik kaliteli olmayan birşeylerin birleşmesi sonucu oluşuyor, sizdeki bir sorundan değil, bir de üzerine uzun sürede gebe kalabilme durumu eklenince beklemenin anlamı yok durumuna getirdi. Haklı aslında ama kafamın bir köşesinde doktora stresinin bana bu uzun ve sağlıksız süreci getirdiğine inanıyorum. İlk hamileliğim yaz tatilinde olmuştu, derslerim bitti bi rahatladım ve süpriiiizzz hamileyim. İkinci gebeliğim ise dönem arasında oldu.. Bunlar güzel işaretler aslında anlayabilene..

Doktora hocamın bu dönem sonu gitme olasılığı varmış. Elimi çabuk tutmalıyım. Bu dönem zaten son dönemim ve ben biran önce tezi yazmak istiyorum. Az çok başladım. Giriş, literatür, yöntem simülasyon derken bugün görücüye çıkarttım tezi veee aralıktan önce olmaz sözleriyle geri geldim eve tıpış tıpış.. Mini tez şeklinde bir rapor daha istedi hoca benden. Halen tezim konusunda ikna edememiş görünüyorum onu. Ama bu raporumda bunu başaracağım. Yılmadım hocam haberin ola ;)

Geçen haftalarda güzel birşey daha oldu hayatımda.. Kırgınlıklar, hayatın getirdikleri götürdükleri derken senelerdir görüşmediğim ama her daim aklımda olan, arkadaş şarkısını dinlediğimde gözyaşlarımı tutamadığım bir zamanlar çok iyi iki dost olduğumuz bir arkadaşım bana mesaj attı ve kahve içmeye davet etti. Hiç beklemediğim bir mesajdı hatta uzun süre mesajın ondan geldiğini algılamakta zorlandım diyebilirim. Gün geliyor dostluğun bir kırıldığı nokta oluyor ve geri toparlamaya gücün yetmiyor.. Yıllardır için için kendimi yesem de, onun yanımda olmasını istediğim çok zor anlarım olsa da eskisi gibi değildi birşeyler.. Bu seneler içinde yolda tesadüfen karşılaştığımızda sıkı bir şekilde sarıldım o fark etmedi, ne çok özlemişim dedim ama içimden.. Buluştuğumuzda ben neden böyle olduk soruları sorulacak diye düşünürken o beni üzdüğü, yanımda olamadığı için özür diledi. Hiç ama hiç beklemiyordum böyle bişey.. Sarıldık sımsıkı.. Yaşanan güzel şeyler anısına. arkadaş şarkısı sana gelsin güzel dostum.. Şarkının sonunda dediği gibi..

Ve aynı yolda yürüdükçe gün gelir ellerimiz yine dostça birleşir
Ayrılsak bile kopamayız..



9 Eylül 2014 Salı

Bi gidin allasen!!...

Yüksek sesle müzik dinleyince kafamın içindekilerini sustururum ümidiyle taktım kulaklığı.. Karşında ağlasa umurunda olmayacak tipler vardır herkesin hayatında.. Aptalca birşey için tartışıverip bi bakıyorsun bu insan bir anda senin mutsuzluğun huzursuzluğun oluyor. Ama ben daha dün bu insanı takmıyordum ki yanımdan geçse dönüp bakmıyordum ki.. Şimdi neden böyle diyip eski haline geri dönemiyorsun. Ben bu yapıda bir insan değilim.. Bunu öğrenmeye çalışıyorum.. Bana yapılan haksızlığı Allah'a havale ettim ve yoluma devam etmeyi öğreneceğim.. Hayat sizin gibileri takacak kadar uzun değil arkadaş bi gidin allasen!!!!

29 Ağustos 2014 Cuma

Hayal kırıklığı..

Ben ne yapmışım kendime dediğim bir günü sonlandırmak üzereyim, daha doğrusu sonlansın biran önce diye uyumak istiyorum. Öyle bir baskı yaratmışım ki üstümde nasıl yanlış bir seçim yapmış olduğumu görmek beni çok üzdü. 

Önceki yazımda bahsetmiştim riskli gebeliklerde uzman bir doktora gideceğimden. Hafta boyunca içimde umutlar besleyerek gittim bugün. Neden bu kadar umutlandıysam anlam veremiyorum şimdi. Cem Yılmaz'ın bir parodisi vardı tonlarca para verip karşılığında alınan cevap: Mutluluk nerde içimizdeeee.. Aynen bu cevabı almak için gitmişim doktora. Benim bildiklerimi bana sattı resmen hem de 450 tl ye. Doktor bey 2.5-3 sene oldu resmen diyoruz bize 28-14=14 yumurta çatlama gününden bahsediyor. Ben bunları biliyorum zaten :( Muayenesi bile 30 sn sürdü sürmedi. Yaptırdığım testlere doğru düzgün bakmadı, kromozom analizi yaptıracağız dedi, ama oradaydı test sonuçlarım hem de ataçlamıştım dikkat çeksin diye ama görülmemiş çünkü bakılmamış.. Bir altı ay daha bekleyin sonra görüşelim dedi. Oldu güzelim hadi sana iyi günleeeerrr...

Ofisten çıkınca bu nasıl bişeydi elde var sıfır demeye kalmadı faturayı görünce neye uğradığımızı şaşırdık. Bu kadar kolay olmamalı para kazanmak, bu çok adice geldi bana.  Allah'ım bu nasıl bir haksızlık kimseyi düşürmesin bunların ellerine dedim. Bundan sonra arayışlarıma son veriyorum. Yıl sonuna kadar hiçbir şey yapmayacağım, düşünmeyeceğim araştırmayacağım.. 


27 Ağustos 2014 Çarşamba

Ahh şu halsizlik..

Üzerimdeki yorgunluğun sebebini çözemiyorum.. Kaç gün oldu tezle ilgilenmeyeli. Şirkette işlerim de yoğun değil, tezimle ilgilenmek için büyük fırsat ama müthiş bir halsizlik var üstümde yatıp uyumak istiyorum.. Giyinip süsleniyorum kendimi iyi hissetmek için ama masa başına oturunca bitiyor pilim anında. Şuan bu yazıyıda şirkette koltuğa yayılmış bir şekilde yazıyorum :( Hazır birşeyler yazmışken bebek konusundaki en son gelişmeyi yazayım. Riskli gebelik üzerine uzman bir doktora gitmeye karar verdim. Çünkü iki tane düşüğüm vardı ve buda riskli gebelik durumuna giriyormuş. Cuma gününe randevu aldım bir tanışalım bakalım, neler diyecek merak ediyorum. Güzel günlerde görüşmek dileğiyle..

Sevgiler

20 Ağustos 2014 Çarşamba

Anlatacak çok şey varmış :)

Veee hoop tatil biter bebelingo yine iş başında. Kendimi serin sulardan tezin terleten simülasyonlarına bırakıverdim :) Tatilden biraz bahsedersem eğer geçen yıllardan çok farklı bir tatil değildi mekan anlamında Akyaka, Datça ve Dikili üçlemesi, Bozcaadaya gidemedik çok içimde kaldı başka bir zamana erteledik ama tatilin 4 gününü arkadaşlarla geçirdik. Bu da keyifliymiş dedik eşimle ;) Arkadaşlarımızın çocukları vardı hepside birbirinden tatlı çocuklar ve güzel aileler. Ama o dört günün sonundaki yorgunluğumuzu fark edince biz böyleysek anne babaları nasıldır acaba dedirtti bize :) Olsun yorulsalar da bir gülüşleri sarılışları yetiyordur onlara ;) Çok şey öğrendim doğrusu onlardan. Kuralcı bir insanımdır, çocuğumu yetiştirirken bu yönümün de ağır basacağından adım gibi eminim. Bu konuda babanın tavrının çocuk üzerindeki etkisini çok iyi gördüm onlar sayesinde, anne kural koyuyorsa babanın da o kurala sadık kalması gibi ve sonuçları.. ve bunu eşimin de görmesi benim için çok iyi oldu, birlikte hareket etmek her zaman en doğrusu. Bu konu üzerine kitaplar okumak için sabırsızlanıyorum. Çocuğun dünyasını keşfetmek beni çok heyecanlandırıyor doğrusu ;)

Güzel bir Akyaka gününde sahildeyken kromozom analizleri sonucumuz geldi. Sonuç: 46xy ve 46xx. Dur neydi ne olacaktı derken hah tamam eksiği ve fazlası yok aferin bize dedik. Bu yükü de attık üzerimizden. Hastaneden başka bir doktor arayıp sonucu değerlendirdi. Herhalde bizim doktor izinli diye düşündüm. Tatilden sonra doktora cep telefonundan ulaştım. Eeee doktor bey ne yapacağız şimdi demeye kalmadı öğrendim ki bizim doktorun devlete ataması olmuş. Aaaa hangi hastane deyip gözlerim ışıldadı bi anda ama cevabı alıp oturdum yerime: ADANA :( Kendinizi yalnız hissetmeyin Emel Hanım biz ekip olarak çalışıyoruz zaten dedi ama içime su serpmedi. herşeyi başa mı aldım dedim ama en azından elimde test sonuçlarım var ilerleme kaydettim :) Herşeyde bir hayır vardır dedim çok üstelemedim ama şimdi bir doktor arıyorum. Ankara için bir öneriniz olursa çok mutlu olurum.  

Geçen cuma evlilik yıldönümümüzdü. Beş yıl oluvermiş.. Güzel bir yemek sonrası bir yere oturduk laflarken ilk kadın doğum doktorum yanımızdan geçti, sonra ikincisiii Allah'ıımm bu bir işaret mi diye sorarken ikinci doktorum ile yollarımız kesişti. Naber derken karnıma bakıverdi istemsiz sanırım. Ben herşey aynı bir değişiklik yok demeye kalmadan doktorun yanındaki arkadaşı eşimle tanıdık çıkınca ortalık karıştı bi anda ve doktor oradan iyi akşamlar diyerek arkadaşını da bırakıp uzaklaştı bende arkasından bakakaldım. Ne yani Emel adam bi cuma akşamı çıkmış dışarı durup seninle mi konuşacak selam verdi işte daha ne bekliyorsun diyip kendimi avuttum ama arkasından öylece bakakaldım. aynı şu dizilerde bakakalırlar ya aynen öyle.. Doktor değiştirmekle doğru karar vermişim sanırım dedim.. Dedim de dedim.. Şuan bir boşluktayım nereye gideceğimi bilmiyorum sanırım bu ayın geçmesini bekleyeceğim. Önceki düşüklerim ile ilgili de kafamda sorular var ama yok bir çaresi. Tek bildiğim şey hamile kalırsam inşallah ilk işim işten izin almak ve dinlenmek. O günün gelmesini dört gözle bekliyorum..

Şimdi caaanım simülasyonlarıma geri dönüyorum. 

Sevgiler ;)

24 Temmuz 2014 Perşembe

Soru işaretlerini gidermenin yolları..

Bu böyle gitmemeli birşeyler yapmalıyım moduna girdiğim bir anda bir yakınımız bir tüp bebek merkezinden bahsetti. Özel muayeneden daha çok bir merkez gibi bir yer olsun istiyordum, herşeyin bir arada olduğu. İyi ve tanınmış bir doktorun açtığı bir merkez, nasıl olduğu konusunda bir fikrim yoktu ama bir yerden başlamalıydım. Testler yaptırmalı ne oluyor neden olmuyor diye bir cevap bulmalıydım (belki de bulamayacaktım).
Bundan önce rahat bir doktor arıyordum ama en son doktorum fazlaca rahattı (banada yaranılmıyor :) ). Bir araştırma yapma niyetinde değildi. İkinci düşüğü yaşamış ve benden testler istememişti. Sonuçta tekrarlayan düşük grubuna giriyordum artık. Kromozom analizi neden istemiyordu anlamıyordum.. Bu bana göre değildi. Kafamın rahat etmesi için birşeyler yapmalıydım. Aşılama ise aşılama ya da tüp bebek..

Ve aldık randevumuzu, tanınmış doktordan değil ekibinden birine denk geldi. Böylesi daha iyi belki ne kadar meşgul doktor o kadar sıkıştırılmış zamanlar ve muayeneler diye düşündüm. Büyük bir gerginlik içinde anlattım geçmişimi. Muayenede içerde kistleşmiş bir yumurtaya rastladı. Takipte kalalım dedi. Benden bi dolu testler istedi (hah dedim tam istediğim gibi :) ), içinde önceden yaptıklarım da vardı, ilk düşük sonrası yaptırdığım Faktör V testleri, toksoplazma gibi. Ben söylemeden doktorun AMH değerime bakmak istemesi doktora bir puan kazandırdı benden ;) Takviye için çinko, B12 vitamini ve folik asit verdi. Bir de aspirin (düşüklerim sebebiyle).. Eşin de çinkoyu kullanabilir dedi bir de vitamin kompleksi tarzı birşey verdi ama ona başlamadık. Tatile çıkıcaz hapını içtin mi içmedin mi stresine girmek istemiyorum, çünkü takip edicem biliyorum :))

Kromozom analizi iki düşükten sonra SGK tarafından karşılanan bir testmiş. Bende iki düşüğümün raporuna ulaştım ve 92 TL'ye (80 TL +12 TL ) yaptırdım. Normalde 200 TL olan bir test. Eşimin özel sigortası olduğu için ona SGK işlemedi ne yazık ki :( Hormon testleri de hafife alınmayacak miktarlarda. Acemiliğimize geldi belki de, hemen yaptıralım kurtulalım diye devlet hastanesine gitmedik. İkimizin işi de buna vakit ayıracak cinsten değil çünkü. 

Test sonuçlarında B12 ve folik asit fazlalığı çıktı. Allah'tan sınırın biraz üstü yoksa birde ona kafa yoracaktım :) Doktor verdiği iki hapı kesmemi söyledi. Tiroitten şüphelendiği için Anti TPO'ya önem verdi. O sonucumda 0.2 çıktı yani tiroit rahatsızlığım yok. Kırmızıyla işaretli olanlar adetin 2. günü yapılacak olan testlerim ve sonuçları normal sınırlar içerisinde. Gel gelelim AMH değerime. Raporda 1.5 değerini görünce şoklardaydım. Bazıları yumurta rezervi olarak yorumluyor bu değeri bazıları doğurganlık olarak (ki bu yanlış bir yorum ama insanın kafası karışıyor). Doktorun aramasını beklemeden aradım hemen. "Değerin iyi çıkmış rezervin yeterli" dedi. Demekki bizim doktorun referans aralığı 1-3 :) Şimdi sıra kromozom analizinde. Henüz çıkmamış sonuçlar. 8 günde çıkıyormuş. Yarın yoğun bir iş günü beni bekliyor ve yolculuk telaşı olacağından yazamam diye düşündüm. Unutmadan yazdım birşeyler ;) 

Dün içtiğim kahvede çıkan kocamaann soru işaretini siz de görüyor musunuz :) O kadar soru var ki kafamda falda çıkmasa kırılırdım valla :)
İnsan hem bir nedeni olsun istiyor, ama ya çözümsüz bir nedense diye de korkuyor, hem de hiçbir sorun çıkmasın istiyor.. Allah kimseyi korktuğuna uğratmasın!!

Tatilden dönüşte elimde bir krozom analizi sonuçları olur bir de tatilden güzel anılar ;) 

Güzel haberleri sizlerle paylaşmak dileğiyle;)

Sevgiler..






27 Haziran 2014 Cuma

Yoğun geçen bir haftanın ardından..


Allah'ııımm nasıl bir iki haftaydı bilmiyorum! Haftasonu Beypazarı' na kaçmasaydım (ki o da arkadaşların zoruyla oldu yoksa evde tezin başına oturacaktım) sanırım bu yoğunluğu kaldıramazdım. Sağdaki fotoğrafı "Yaşayan Müze" nin bahçesinde kahve keyfi yaparken çektim. Böyle keyifli anları Türk kahvesi ile taçlandırmayı seviyorum.

Tez sunumum güzel geçti. Her zamanki gibi şunu da bir dene, şöyle de bir yap, bir de rapor yaz beğenirsek yazmaya başla modunda bitti ama sanırım bitti artık TİK sınavlarım :) Başka bir süreç başlıyor şimdi TEZ YAZIMI :) Bu süreçte bebek konusunda artık bazı şeyleri ertelemeyeceğim ama yaptıracağım testler konusunda bu ayı da kaçırdım tabii ki deee :) Ama bundan sonraki ay doktorun yolunu tutup, tatilden sonra aşılamaya başlamaya karar verdik. Eee tabii bir de testlerin sonuçları önemli! Bakalım ne çıkacak, bizi sürprizler bekliyor muu ??

Tatil konusunda önce arkadaşım "isyan eden cüce"nin ada tavsiyesinden esinlenerek Bozcaada dedik ama maşallah bayramda fiyatlar uçtuğu için bir de ucuz (ucuz demeyelim de uygun) yerler kapıldığı için yine her zamanki gibi Akyaka'dan başlayıp yukarıya çıkmaya en son Bozcaada'ya uğramaya karar verdik. Başlangıç Akyaka olunca bir huzur geliyor bize. Bildiğimiz ve sevdiğimiz yer ya ondan sanırım vazgeçemiyoruz. Yeni yerler keşfetmeyi severiz aslında ama tatilin başlangıcını bir bilinmezlik içine sokmaktan kaçındık sanırım :) Hadi bu sene de böyle olsun deyiverdik:) 

Bu güzel manzarayı yeniden göreceğim için çok mutluyum :)

Aslında Akyaka'da konaklayıp her gün bir sahile gidiyoruz. Ören, Turunç, Selimiye bu senenin listesinden bazılarıııı :) Sonra İzmir ve Bozcaada, yolumuz epey uzun anlayacağınız. Bakalım nasıl bir tatil bizi bekliyor;)





Yarın Ramazan başlıyor. Herkese huzurlu, sağlıklı, bereketli bir Ramazan Ayı dilerim ;)

Sevgiler.

13 Haziran 2014 Cuma

Dişçiye gidesim varmış :)


- Sevgili Diş Hekimim sanırım dişim çürümüş hiiç farkında değildim ben :(

- Ağrı yapmadı mı hiç?
- Yooo?? ama bi de benim gebelik ihtimali var (her ay olduğu gibi :)), kesinleşmesi için iki günüm var bir de iki adet düşük hikayem. Riskli olur di mi?
- Hmm o zaman bişey yapamam bekleyeceğiz kesinleşmesini.
- Peki..

Nasıl gözümden kaçtı diye üzülerek kapattım telefonu. Dişlerimde hiçbişey yok diye övünüp duruyordum. Off ya daha kötü olursa diye endişelenirken şak diye gebelik ihtimalim kalmadı bi anda :) Herşeyde bir hayır vardır lafına bir kez daha inandım ve hemen doktora koşa koşa gittim. Meğer çok geç kalmışım neredeyse çekilecek noktaya gelmiş ama öyle rahatsız edecek bi ağrı olmadı ki Hekim amca :(( 

Tek çürük var diye düşünürken iki dolguyla bi de bikaç sinir kaybıyla kurtardık paçayı diyebilirim. Birbirimizi uzun süredir tanıdığımız için düşükler üzerine konuştuk. Neden bir check-up yaptırmıyorsun sonuçlarından mı korkuyorsun dedi, tiroidin alt değerlerine baktırmadın mı dedi, dedi de dedii :(( 

Kafamda soru işaretleriyle çıktım doktorun yanından. Sanki önceki yaptırdığım testler yarım yamalak geliyordu bana. Kimi düşükten önce kimi hamileyken kimi düşükten sonra?? İlk doktorumuza gittiğimizde biz bebek düşünüyoruz diyince bana şu testleri yapında gelin demedi. Uzun bir süreden sonra hamile kaldığımda ilk testleri yaptırdık sonra düşük sonrası yapılan testler. Arada endokrinolojide yaptırdığım testler var "yok efendim düşüğün etkisinde kalmış olabilir bu değerler" diyip beni bitirdiler. Doktor değiştirdik  o da bişey istemedi öncekilere bakıp tamam dedi.  Hep bir soru işareti. Bi şöyle hah tamam hepsi bir kağıtta işte normal bir dönemimde diyemedim. Kafamı kurcalayan bu sorular iyice batmaya başladı bana. 3. ve 5. günler arası biri cumartesi diğeri pazartesi (TİK sınavım var). Yine mi kaldı yoksa testler.. Bu ayı kaçırmamam lazım. Özel bir hastanede yaptırmak durumundayım sanırım. Yoksa günleri kaçıracağım...

Hah bir de simülasyon çalışmamda yaşadığım bir şok beni benden aldı zaten bu hafta.. Haydi bebelingo toparlan bi plan yap bak zaman geçiyor!!!

3 Haziran 2014 Salı

Yes, I did it!

Nefesimi tutarak dualar ederek girdim Hocamın odasına bugün. Macaristan seyahati sonrası yaşadığım kopuşu düzeltebilme ve artık ileriyi görebilme umuduyla oturdum yanıbaşına. Anlat kızım dedi seni dinliyorum :) Kendimden emin bir ses çıkıverdi ağzımdan. Dün akşam kendime anlattığım gibi yüksek sesle yazarak çizerek başladım anlatmaya. Sorduğu sorulara cevap verebildim. Emindim kendimden (ya da eminmişim aslında farkında değilmişim) bunu da hocaya yansıttım. Aaaa sanırım ikna ediyorum hocayı derken "Tamam" dedi bir komite ile daha hocalarına anlatalım sonra duruma bakarız dedi. Ben de komitenin yeniden toplanmasını istiyordum zaten diğer hocalara derdimi anlatamamıştım. Savunmam Eylül ayında olacak sanırım, ben yazayım içime sinsin de ne zaman olursa olsun;)
Analizlerimi yaparak tez yazımını kolaylayarak ertelediğim bazı şeyler için düşünme ve harekete geçme vaktidir sanırım. 

Tatil için bir yerler de ayarlamak gerekiyor. Şirketim bu sene farklı bir uygulama yaparak Ramazan Bayramı ve sonrasındaki iki haftayı herkese tatil ilan etti. Tam da en pahalı, en sıcak ve en kalabalık olan dönem. Nereye gideceğimizi bilemediğimiz için rezervasyonda yapamıyoruz. Çoğunlukla apart otellerde kalıp gezmeyi seviyoruz. Marmaris Akyaka vazgeçilmezlerimiz arasında, Datça'nın tadını çok çıkaramadığımız için aklımızın bir köşesinde ya da yeni yeni yerler ;) Bir düşünelim :)



Sevgiler..

29 Mayıs 2014 Perşembe

Budapeşte Macerası

Bir şehri keşfetmek yürümekten geçer bunu herkes bilir:) Elimde haritayla şehri keşfetmeye bayılıyorum. Tabii bunda yanındaki arkadaşlarının da faktörü büyük, uyum içerisinde olmamız, birbirimize ayak uydurmamız seyahatlerin en önemli noktası. Şanslıydık ki  güzel bir ekiple yola çıktık ;) Bu sokağa da girelim hadi şurada da ne varmış bakalım derken yürüdüğümüz yerlerin haddi hesabı yoktu. Kimi sokaklar ürkütse de insanı  özellikle de beni bi bakıyorsun tek başına dolaşan bir kadın çıkıveriyor ortaya. 
Otelimizden çok memnun kaldık (EuroStars). Konferans yerine 20 dk yürüme mesafesinde ama yürüyüş yolu Tuna nehrinin kıyısı ve Vaci sokağı olunca hiç zorumuza gitmedi doğrusu. Otelin arka kısmı ayrı bir dünyaymış zaten, Vaci neden boş derken bi baktık tüm millet otelin arka sokağındaki barlardaymış.



1. gün: İlk gün havanın azizliğine uğradık. İlk hedefimiz şehrin en güzel manzarasının olduğunu söyledikleri Gellert Tepesi ileriii.. Fotoğraftaki gibi ya nerde bu tepe (ki tam karşımda) biz hangi köprüdeyiz diye araştıra durayım baya bi yolumuz varmış. Tırmanma yollarını kalplerle göstermişler. Her bir durak noktasında nefis manzaralar vardı e birde aşık çiftler J Zirveye ulaştıktan sonra yağmur başladı. Manzara fotoğrafı bile çekemedik doğru düzgün :( Taksiye atladığımız gibi şehre indik. E ne yapalım kongre merkezine uğrayıp kayıt yaptıralım ve sonrasında elimize tutuşturulan kocaman kongre çantalarııııı J Ne yapıyoruuuz hoop otele dönüyoruuuzz. Ara sokaklardan geçerek ulaştık otelimize. Akşam Bistro diye bi yerde yemek yedik ama maşallahı vardı. Vaci de gez ama yemek yeme sözü çok doğruymuş J

2. gün: Sabah Tuna’nın kıyısında kongre heyecanıyla, anlatılanları anlayacak mıyız, sorularımızı sorabilecek miyiz düşünceleriyle yürüdük. Günümüzün tamamı kongre salonunda geçti. Akşam da Matthias Kilisesindeki klasik müzik dinletisini dinledik ve sonra yürüyerek National Gallery’ye geçtik ve yemeğe katıldık. Aç kaldık diyebiliriz ama maşallah içkiden hiiç kaçınmamışlardı. Ördek eti, domuz eti ooyyy feciii :) Kilisenin ve  National Gallery’nin olduğu yeri geniş bir zamanda gezmeyi isterdim. 




Parlamento Binası

3. gün: Yine kongre yine kongre amaa akşam bu defa yemeğe gitmek yook yeter :) Önce Parlemento binasına oradan Elizabeth adasına yürüdük. Sanki herkes işten erken çıkmış yürüyüşe gelmiş. Kocamaaan bir ada Tuna nehrinin ortasında. Spor yapan kesim bizde hep yaşlılar olur ya burada herkes genç. Spor yapan bir gençlik var burda, bisiklete binen, köpeğini gezdiren. Hayat huzurlu mutlu akıyor burda sanki. Yüzler gülüyor. İnsanlar kendilerine zaman ayırabiliyor. Biraz buruk ayrıldık adadan.. 
Elizabeth Adasındaki fışkiyeler :)


Şimdi şehrin arka kısımlarını keşfetmeye geldi derkeeeen otelden baya uzaklaştığımız fark ettik, 
bir arkadaşa yemek sözümüz vardı. Hmm metroyu keşfetmeye ne dersiniz diyip atlayıverdik. Aman Allah’ım o nasıl hızlı inen bir yürüyen merdiven hayır hayır koşan merdiven.. Az kalsın uçuyorduk aşağıya bi anda kaydı altımızdan merdiven. Metrolar çok eski ama var mı vaarr J Sonrasında otel, akşam yemeği ve akşam otelin arka sokaklarını keşfetmeceee. Harikaydı..




4. gün: Kongre sonrası Kahramanlar Meydanı’na gittik. Meydan dışında başlıbaşına çevrelenmiş kocaman bir park zaten. İçlerde kiliseler güzel manzaralar vardı. Metroyla ulaşım rahat, oradan dönüşte yürümeyi tercih ettik. Kalabalık bir restorantın önünde durduk hmmm burası neden kalabalık diye düşünürken Budapeşte de burdan yemek yemeden gitmeyin ibaresine rastladık internette. Menza restorant.. Keyifli ve huzurlu bir ortam tavsiye ederim ;)





Anlatacak çok şey var aslında. Akşam gördüğümüz kafeler, sokaklar.. Aşk kokan bir şehir. Biz Peşte tarafında kaldık. Buda tarafında keşfedilecek daha çok yer vardır eminim. Zamanımız yetmedi. 

Para birimlerinden henüz sıfırları atmadıkları ve bir de Euroyu tam hayatlarına sokmadıkları için çok büyük paralar ödüyormuşsunuz gibi geliyor. Aslında birazda pahalı bir şehir, magnetler 5 liranın altında yok gibi. Pazarlık yapmıyorlar kolay kolay. Taksiye binmek zorunda kalırsanız mutlaka bi kazık yiyorsunuz kaçınılmaz son :) Suyu küçük boy almak isterseniz deli para ödüyorsunuz zaten içtiğiniz sudan da bişey anlamıyorsunuz. Gulaş çorbaları güzeldi ama yemekleri çok tuzlu. Tavuk yiyerek günlerimizi geçirdik başka bişeye cesaret edemedik.  En son gün keşfettiğimiz Market Hall’den (yeşil köprüye çok yakın) alışveriş yaptık, diğer yerlere göre daha uygundu fiyatı. Arkadaşım çocuğuna tahta oyuncaklar aldı keyifliydi ;) Bende Budapeşte manzaralı bardak altlıklarına bayıldım.
Elizabeth Adasından Budapeşte Manzarası
Demem o ki yolunuz düşsün Budapeşte’ye. Şehrin gece manzarası bir harika. Keyif alacağınıza eminim ;)

11 Mayıs 2014 Pazar

Son ispat mı acabaaa..

Kendi içimde yaşamak istediğim, kulaklığımı takıp müzik dinlemek istediğim bir gün.. Teze odaklanamıyorum bugün. Yorgun da değilim ama garip bir duygu var içimde tarif edemediğim.. Bu haftaki tez danışmanım ile görüşmemde Hocamın yüzünü güldürebildim sonunda, üç aydır uğraştığımız şeye bak dedi :) O üç ay ne kadar zordu Hocam bi bilsen. Gitgeller, araya karışan karmakarışık duygular, odaklanma problemlerim.. "Madem çoluk çocuğa karışmak istiyorsun elini çabuk tut yoksa bu stresle yine düşürürsün çocuğu" dedi. Tez danışmanım erkek hoca bu arada sözlerine bakarak bayan sanmayın. Ben onun bu sözlerini çok babacan buluyorum. Her defasında gözlerim doluyor. Hocamın son dediği bir ispatı da haftasonu itibarıyla bulmuş bulunmaktayım (ama sanki son değil gibi hihihi :) ) Hesaplamaları yapmam gerekiyor. Ama elim bi türlü gitmiyor bugün. Amaniiin yoksa son ispat bir rahatlama mı verdi bana hayıııırrr yazımı bitirip döneceğim tezin başına !! 

Bugün "Anneler Günü"ydü. Annem için en büyük hediye sanırım yaptığım son ispattı :) Varlığı için binlerce şükrettiğim Canım Annem Allah bana da senin gibi bir anne olmayı nasip eder inşallah ve inşallah ben de övünürüm çocuğumun başarılarıyla senin gibi :) Seni çook seviyorumm..

Haftaya pazar Macaristan'a gidiyorum. Çok heyecanlıyım. Kongre dışında gezi programı yapacağız bu hafta, güzel fotoları paylaşmak dileğiyleeeee :)

Sevgiler..



5 Mayıs 2014 Pazartesi

Tutamadım içimde

Yarın Hocamla kritik bir görüşmem olmasına rağmen içimden çalışmak gelmiyor. En son yazdığım karmakarışık duyguların içerisinden sıyrıldım. Bugün içimdeki kırgınlığı anlatan bir mail yazdım arkadaşıma, odasına gidip konuşma cesareti gösteremediğim için yazmayı tercih ettim. Onu üzmek istemediğimi ama içimde biriktirmeyi de istemediğimi çünkü ona değer verdiğimi söyledim. İyi de yapmışım. Arayıp odasına çağırdı, kendimi toparlayıp gittim yanına. Benim bu konuda hassas olduğumu bildiği için göz göze gelmekten bile çekiniyordum seninle dedi. Ben söyledim o söyledi derken hamilelik konusunda desteğe ihtiyacı olduğunu anladım. Odamda çekmecemde duran folik asiti kaptığım gibi ona verdim :) Şimdi bir devlet hastanesinde iyi bir doktor bulma zamanı:) 

Bugün Hıdırellez, dileğimi çizeceğim birazdan un serpilmiş bir kaba. Herkesin tüm güzel dilekleri gerçek olsun, umudumuzu hiiç kaybetmemek dileğiyle:)

Gerçek dostluklara, gerçek sevgilere..




28 Nisan 2014 Pazartesi

Karmakarışık..

Bir patlayan enerji, bir bitik enerji ile dolaşmam hayra alamet değil sanırım. Radyoda çalan şarkının nakaratı bana yazılmış şöyle ki:

Oluruna bırak, her neyse geçer
Hayata zulmedip üzülmeye mi değer
Oluruna bırak, her neyse geçer
Gün doğsun hele bi üzülmeye mi değer?


Blog yazılarından takip ettiğim bir blog arkadaşım dile getirmişti çocuğu olmayanların hamilelerle imtihanını yazısında: http://isyanedencuce.blogspot.com.tr/2014/04/hamileler-ve-anneler-ile-sosyallesme.html 

Geçen günlerde rüyamda görmüştüm işyerinde biri hamileymiş, haberini alıyordum. Sevinmekle üzülmek arasında gidip geliyordum, duygularımı anlatmaya çalışıyordum ama anlatamıyordum. Bu sabah o haber geldi, kendisinden duymadım, herhalde bana söylemeye çekiniyor diye düşünüyorum. Gelsin benimle konuşsun istiyorum, beni anladığını anlatmasını istiyorum, birbirimize sarılalım istiyorum.. Çok mu şey istiyorum.. Böyle olursa eğer kendimi daha iyi hissedeceğim.. Tam da kendimi toparlamışken, tezime odaklanmışken zor bir gün geçirdim. 

Gün doğsun hele bi üzülmeye mi değer bebelingo topla kendini Allah büyüktür.. Macaristan seyahatinden güzel haberlerle dönerim belki kim bilir :)

Zorlu süreç

Bugün, güne sığdırdıklarımı düşündükçe hay maşallah kendime diyorum.. Erkenden kalkmaca, kocişkoya kahvaltı hazırlamaca (kendisi hastada ondan yani:P ), kışlıkları kaldırmaca, küçük bir alışveriş, eve gelip iki çeşit yemek yapmaca ve tezin başına oturuş.. Tez için enerjiyi nerden buldum bilmiyorum ama sanırım insanın kafası biraz rahat ve huzurlu olunca kendini iyi hissediyor.

Bu aralar odak noktam tez haline geldi. Bebeğim için açtığım bu sayfaya tezden başka birşey yazamaz oldum. Sanırım bu yükü atmam gerekiyor öncelikle.. Doktora aşaması baya bir sancılıydı benim için. Evlenmeden önce başlamıştım doktoraya eşimle yeni tanışmıştım o zamanlar, sonra evlilik hazırlıkları, evliliğin ilk zamanları, ev işlerini yoluna sokmaya çalışmam, kaç defa yok ben yapamıyorum diyip hocanın kapısından dönmem, çocuk fikrine kapılmamız, iki defa başarısız gebelik geçirmem, ev almamız, evi taşımamız derken baya zorlu bir süreçti. Tez danışmanımın anlayışlı olması, çaktırmadan bana destek çıkması ama bir yandan da beni zorlaması.. Onunla çalıştığım için şanslıyım aslındaJ “Birşey denmiyor sana kızım hemen dudağını büküyorsun” diyince çok duygulanmıştım nedense J Emeklerimizi boşa çıkarmamak için sıkı çalışmaya çalışıyorum.. Halen sıkı çalışıyorum demeye dilim varmıyor. Daha fazlasını yapmam gerektiğini biliyorum. 



Saatte baya geç oldu yarın Pazartesi uyusam iyi olacak ;)
Güzel haberler vermek dileğiyle

Sevgiler

19 Nisan 2014 Cumartesi

Neydi tezin konusu ??

Şuan yüzümün ifadesiyle fotoğraftakinin ne kadar zıt olduğunu görünce tutamadım kendimi yazmak istedim.. Sabahtan beri Ankara'yı sarmış olan fırtına, camların zangırdaması ki bu bizim eve hususi bir şey diye düşünüyorum, rüzgar sanki evin içinde uğulduyor.. Çalışamadım bu uğultuda sinirlerim bozuldu..

Dün iki çift (eşimin arkadaşı ve eşi) dışarıda yemek yedik sohbet ettik, keyifli bir akşamdı. Eşler olarak doktora mağdurlarıyız :) Şöyle sözler döküldü ağzından: "Yüksek lisans yapmaya başladığımdan beri hiçbir zaman huzurlu olmadım. Ne yapsam nereye gitsem hep aklımda ders çalışmalıyım düşüncesi sarıp sarmalıyor beni, bir de üzerine çocuk.. Sanki hiçbirşeyin tadına varmamışım gibi ne eşimle doğru düzgün vakit geçirdim ne çocuğumla kafam rahat bi şekilde ilgilenebildim". Sanki beni anlattı o anda. Bir çocuk faktörü eksik bende, onun için de tez faktörünün çocuk yapım aşamasında kafada sıkıntı yarattığını düşünebiliriz :) Yalnız olmadığımı fark ettim. Abartıyorum herhalde diyip kendimi suçluyordum. Biz yani hem çalışan hem evli hem de doktora yapan bayanlar.. Alın size hayat nasıl kendinize zehir edilirin güzel bir örneği :) 


Bir yerlere ulaşabilmek için emek veriyorsun fedakarlıklar yapıyorsun inşallah karşılığını alırız ama zaman geçiyor çok hızlııııı. 5. senemiz olacak evleneli.. Eşimle eskiden daha sık gezerdik arkadaşlarım özenirdi bize.. Uzun zaman oldu yaz tatilinden başka bi zaman gezmeye gitmeyeli.. Evimle gönlümce ilgilenemiyorum, aslında titiz bir insanım ama dur kızım yorma kendini otur dersine bak sesleri yükseliyor hep içimden, annemden :) Bu tez depresyonu valla çok sıkı bir depresyon.. Üstesinden gelebilecek miyim bilmiyorum az zamanım kaldı mayıs ve haziran ama ortada bişey yok.. Tez konusu anlamını yitirmeye başlıyor gözümde tehlikeli bir yola girdim desenize.. Ben ne yapıyordum demeye başladı içimdeki ses.. Eyvah eyvah :(( 

Bu arada Mayıs'ta Macaristan'a gideceğiz bir seminer için 3 kız :) Eğlenceli bir zaman beni bekliyor aslında çaktırmayın :) Burada da paylaşırım :)

13 Nisan 2014 Pazar

Tez depresyonu bu olsa gerek..

Gönül rahatlığıyla "Ohhh be gezdim tozdum" dediğim bir haftasonu yok bu aralar.. Huzursuz gezmeler, evden dışarı çıkmak istemeyişler, tezime çalışmam gerekiyor düşüncesiyle kendine zehir edilen zamanlar.. Güneş batmak üzere şuanda bilgisayarın başına geçtim çalışmak için ama içimi dökmek istedim kimlerle paylaşacağımı bilmeden.. Aslında yapmam gereken çok kolay odaklan ve çalış.. Kimi zaman enerji patlaması içinde ruhum kimi zaman bitmiş halde. Kolay şeyler yaşamadım şu  bikaç yılda. Bebek sahibi olmak için gösterilen çabalar, vazgeçilen şeyler, uzayan tez aşaması  ve sıfır+sıfır elde var sıfır noktasındayım. Elde belki de kazanılan sabır var. Herşey biz insanlar için. Bu gidip gelişlerin sebebide bu olsa gerek. Pharrell Williams'dan Happy şarkısını dinleyip içimdeki enerjiyi geri getireyim;) Ya bu deveyi güdecen bebelingo ya daaaa :P

Sanırım şuanda buraya yazmak iyi geldi bana.. Güneş batmadan ben çalışmaya başlayım:P Eminim yazın deniz kenarında omuzlarımdan bu yükü atmış halde gün batımını izleyeceğim ;) İyi gaz verdim kendime aferin bana :)))

2 Mart 2014 Pazar

Başlangıçlar..



Bu benim canım arkadaşım Çiğdem'in kedisi :) Pek bir yakıştı sayfanın başına :) Nasıl başlasam ne yazsam derken fotoğraf yüklemeyi deneyim dedim ve işte asilliği ile Papi beyefendi :) Bakalım devamında neler gelecek :)